Aslı çalışkan hayallerini gerçekleştirmiş ve aşık olduğu
İstanbul'a yıllar sonra okul için tekrar gelmiş başarılı bir kızdır.
Tek gayesi İslamiyeti yaşayıp kendini haram ve kötü olan pek çok şeyden korumaktır. Bu yüzden kendine kırılmaz duvarlar örmüştür.
En büyük zaafı ise siniridir.

Hayatında her şey istediği gibi gitmektedir. Okulu'nun düzenlediği Lübnan gezisine gitmeyi hak kazandığında hayatının değişeceğinin farkında bile değildir. Bu güzel gezi daha havaalanında bir kabusa dönüşür Aslı için.

Kerem geçmişin izlerini unutmaya çalışan acılarının üzerine gitmek yerine kendini eğlenceye vermiş hayatta üzerine düşen sorumlulukları önemsemeden yaşayan çapkın bir adamdır. Hayatta tesadüflerin olmadığını yaşayacağı her şeyin onun kaderi olduğuna inanması biraz zamanını alacaktır.

Bir dil sürçmesi onu hiç beklemediği bir yere Aslı'nın yanına itecektir. Lübnan gezisi ile başlayan bu tatlı tesadüf biraz Kerem'in biraz da kaderin tatlı bir oyunu olarak hayatları birbirine tamamen zıt olan Aslı ve Kerem'i sık sık bir araya getirecektir.

Aslı bu tesadüflerin karşısına sürekli çıkan Kerem'in bir oyunu olduğunu düşünmektedir. Siniri Kerem'i gördüğünde daha da artmaktadır. Ağırbaşlı sakin kalmaya çalışan kız Kerem'in karşısında sinirine hakim olamıyor ve onun bu hali Kerem'i daha çok eğlendiriyordu. Zamanla Kerem'in Aslı'ya olan bakışları değişmişti. Onu kızdırmak yerine sakinliğini özlemle duyuyor. Aşk ise yavaş yavaş geçmişinin acılarına dokunmaya ve pişmanlıklarını önüne koymaya başlamıştı.

Değişmek için Aslı'ya ihtiyacı olduğunu düşünürken Aslı da aklının ve kalbinin karşılığıyla Kerem'i hayatından tamamen çıkarmaya karar vermişti. Bu uzaklık kalplerine iyi gelecek miydi? Kerem değişecek miydi? Her şey kaderin onlara çizdiği yolda karşılarına çıkan tevafuklara ve hiç beklenmedik olaylara gebeydi.