Ankanın Kanatları 1
“Fırsat vermediler sana, ‘sen’ olman için...
Ve sen, ‘sen’ olamadın, yaşamın boyunca...
Gelenekler, görenekler, inançlar, arzular,huylar ve
alışkanlıklar yaşadı da üzerinden; bir ‘sen’ yaşayamadın...
Vakti değil midir artık, kabuğunu kırmanın?
Zamanı gelmedi mi, küllerinden doğmanın?"
“Anka'nın Kanatları”; tasavvuf geleneği,aydınlanma, bilgelik
(irfan) öğretileri, Sufizm,
Müslümanlık, Hristiyanlık, Musevilik, Uzak Doğu felsefeleri,
Zen,Budizm, Tao, Hinduizm, Şamanizm ve varoluş felsefeleri ile kişisel ve
ruhsal gelişim alanlarını disiplinler arası bir yaklaşımla birleştirerek ele
alan, hepsinin kaynağında yer alan özü açığa çıkarırken, kendi hakikatini
arayan insanın en derin köklerine temas edebilmesi için yürünecek yola dair bir
harita sunan ve yabancı dillerde de yayımlanarak okurlarıyla buluşan serinin
ilk kitabı...
Tanıdığı herkes gibi, sorgulanmamış yaşamını tüketip, zamanı
dolduğunda kendi varlığına ve içinde yaşadığı varoluşa ait hiçbir gerçek cevaba
ulaşamadan dünyayı terk edecek bir bireyin; dünyayı ve kendini sorgulamaya
başladıktan sonra dâhil olduğu gizemli bir sohbetle başlayan ve tüm varlığını
dönüştüren yolculuğu...
İsimlerin ve cinsiyetlerin açığa vurulmadığı; varoluş,
insan, yaşam, ölüm, anlam, dinler, felsefeler, aydınlanma ve hepsinin ardında
yatan Hakikat üzerine süren tarifi zor diyalog, okuyucuyu -Mevlana ve Yunus
Emrederin de içinde yoğrulduğu- varlıksal öğretinin kendine has atmosferi içine
alarak derinleşirken; zamanı ve mekânı aşkın bu sohbetin cevap makamında oturan
ve “O” olarak geçenin ‘kim’ veya ‘ne’ olduğunun keşti ise, okura bırakılan bir
sır olarak kalıyor...
Ankanın Kanatları 2 Aşk ve Ejder
Tasavvuf, aydınlanma, bilgelik, dinlerin kökeni, irfan
öğretileri, sufizm, doğu felsefeleri, müslümanlık, hristiyanlık, musevilik,
budizm, hinduizm, şamanizm, taoizm, zen, spiritüel-ruhsal yollar, kişisel
gelişim ve felsefi öğretileri disiplinler arası bir yaklaşımla birleştirerek
ele alan ve hepsinin kaynağında yer alan özü açığa çıkarırken, kendi hakikatini
arayan bireyin en derin köklerine temas etmesi için yürünecek yola dair de bir
harita sunan “Anka’nın Kanatları” serisinin ikinci kitabı: “Aşk ve Ejder”
Bu kitapta, aydınlanma yolcusunun öğrendikleri artık gerçek
bir yaşantıya ve deneyime dönüşmeye başlarken, tek tek temel insan ve zihin
tipleri çıkıyor karşısına. Her birinin kendine has bir sıkıntısı olduğu gibi,
her biri için de açığa çıkacak bir cevap bulunuyor... Ejderin pençeleri altında
kıvranan ve ondan kurtulmaya çalışanlardan başlayıp, Aşk’ın semalarına kanat
açanlara varan bu yolculuğun sonunda ise, aranan nihai cevap aşikâr oluyor...
“Gökkuşağının altından geçmek gibidir, yakalamaya
çalıştığımız mutluluk. Aslında gökkuşağı (ışık kırılması) bizimle birlikte
hareket eder ve onun altından asla geçemeyeceğizdir... Ama can alıcı nokta
nedir, bilir misin? Gözlerimiz hep diğerlerinin geçtiğini görür...
Bunun sonucunda, birbirlerine bakıp sadece mutsuzluklarına
yakıt sağlayan insanlar görürsün... Mutlu olabilecek şartlara sahip olmamamız
değildir, mutsuzluk sebebimiz. Mutluluğu; asla bulamayacağımız yerlerde aramaya
mahkum edilmemiz ve bunun için desteklenmemizdir, diğerlerince... Bir kuş
düşün; kanatları olduğunu bilmiyor. Yürüyebiliyor ve koşabiliyor ancak
doğasından kaynaklanan o iç sıkıntısına bir anlam veremiyor. Çünkü uçmak için
yaratılmışken, yerlerde çırpınıyor... İşte buna benzer ‘insan’ın hikayesi...
Ancak senin gibilerin durumu farklıdır... Bu kapıya varanların artık
kanatlarını açıp eve dönme zamanları gelmiştir...”