Günümüzde en temel insan haklarından biri olarak kabul edilen ifade özgürlüğü çeşitli tartışmaların merkezinde yer almaya da devam etmektedir. Bu tartışmalardan belki de en hararetlisi nefret söylemi üzerinedir. Nefret söyleminin ifade özgürlüğüyle bağdaşmadığı ve bu sebeple yasaklanması gerektiği görüşü hukuk disiplininde kendisine geniş yer bulmuştur. Pek çok hukuk düzeni nefret söylemini ifade özgürlüğünün dışında bırakırken bu yaklaşımın doğurduğu sorunlar çoğu zaman göz ardı edilmektedir. Elinizdeki eser ise kategorik bir nefret söylemi yasağının yol açtığı bu sorunlara ışık tutmaktadır. Anayasa Mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi gibi çeşitli mahkeme kararlarının yanı sıra farklı düşünürlerin ve güncel olayların da incelendiği eser nefret söyleminin hangi durumlarda sınırlanabileceğini ve ifade özgürlüğünü farklı bir perspektifle yeniden ele almaktadır.